Empati
EMPATİ
Biz insanların beklentileri , istekleri , özlemleri , hırsları hep farklı farklıdır. Bizi buluşturabilecek tek bir nokta vardır o da diğerlerinin beklentilerine , isteklerine ,duygularına , düşüncelerine saygı duyabilmektir. Aksi halde elde etmek istediklerimizi elde ederken daha büyük bir hazzı arkamızda bırakır , yaşayamayız bile .Bu , iradeye hakim olmanın ,. insanı sevmenin ,severken kendini onun yerine koyabilmenin hazzıdır.
Ünlü ve büyük düşünürler empatiyi çok önemsemişlerdir. Bunu insan ilişkilerinde birinci koşul olarak görenler de vardır. Hatta eğitimde öğrenci _öğretmen ilişkisinin gelişmesinde de son derece etkilidir. Her öğretmen empati yapabilmelidir. Şunu asla unutmayalım ki çocuklalrımızın yaşadığı ortam , aileleri , yoklukları , sevgisizlikleri ,
onların seçimi değildir, Hiç kimse dünyaya eşit koşullarda gelmiyor sonuçta.
Toplumda kendini kabul ettirmenin bir çok yolu vardır olumlu olumsuz ,sonuçta amaç BEN DE VARIM demektir. Bu noktada , eğer kendinizi gerçekleştirme beceriniz ve tabiî ki yaşam beceriniz desteklenmemişse hiç takdir edilmemişseniz , muhtemelen seçilecek yol yanlıştır. Kendini gerçekleştirebilen insanlar da zaten çoğu zaman toplumsal tepkiler nedeniyle bir şekilde kendilerinden kaçmaktalar. Bunları aşmalıyız. Ben de varım diyen HERKESİ önemsemeliyiz yürekten inanmalıyız onlara.
Kaldı ki onlar bunu yanlış da ifade edebilirler, hatta kırıcı , yıkıcı olabilirler .Aslında tek dertleri birilerinin onları umursamasıdır. Yardım istiyorlardır eğer anlayabilirsek.
Sevgi değil midir bizi insan yapan uysallaştıran sakinleştiren . Yüreklerimiz bir başkasının da var olma isteğine kapalı olduktan sonra sevgi , sevgi olmaktan çıkar .Kişi ancak kendi varlığının onaylanışının tadını çıkarır .
Peygamberimiz ne güzel söylemiş, KOMŞUSU AÇ İKEN KENDİSİ TOK YATAN BİZDEN DEĞİLDİR diye .Ne kadar doğru . Kendini acın yerine koymak ne büyük bir erdem . Kendini sevgisizin yerine koymak, kendini yoksulun yerine koymak , kendini özürlünün yerine koymak koyabilmek. İşte bunu başardığımız an bizi de gelecekte daha büyük sevgiler ve hazlar kuşatacaktır.
Dokuz yaşında evlerin çatısından kiremit aşıran bir çocuğun hikayesini hatırlıyorum. Biri hariç tüm öğretmenleri onun okuldan uzaklaştırılmasını istiyorlar.Ama hiçbiri NEDEN diye sormadan. Neyse ki okulda onu anlamak isteyen bir öğretmen varmış.Biliyor musunuz öğretmeni onu takip etmiş araştırmış ve neden hırsızlık yaptığını anlamış. Neyse sözü uzatmayalım bu melek kalpi öğretmenimiz öğrencisine sahip çıkmış. YA ÇIKMASAYDI . Derken günün birinde öğretmenimizin biricik kızı amansız bir hastalığa yakalanır. Bu hastalığın da uzmanı onlara yakın bir yerde bulunmakatadır.Oraya gidilir ve tedavi başlarr.Süreç olumlu gelişir ve hasta iyileşir . Sıra giderlerin karşılanmasına gelince doktor bey aynen şöyle der,,HOCAM SİZ YILLAR ÖNCE BANA BORCUNUZU ÖDEMİŞTİNİZ ZATEN. Bu kadar basit işte bir insanı kazanmak . Sadece kendimizi onun yerine koyarak onun koşullarında yaşadığımızı varsayarak hareket etmeliyiz.
Bizim hayatlarımız , yapabildiklerimiz kadardır.İçine ne kadar sevgi ne kadar aşk ne kadar hoşgörü katabilirsek O KADAR VARIZ .
Saygıyla
Neval ÖZTÜRK