Yaşam Ve Arzular
YAŞAM VE ARZULARIMIZ
Yine Mübarek bir ayda olmanın sevincini tüm İslam Alemi ile birlikte paylaşıyoruz.Sevdiklerimizle bir arada olmanın mutluluğunu yaşamak için yine o bayramları bekliyoruz.Ve yine o beklediğimiz anlara kavuştuğumuzda aramızdan ayrılanların olduğunu ve aramıza yeni katılanları fark ediyoruz.Hüzün ve sevinçle her şeyin eskisi gibi olmadığını aslında fani dünya da hayallerimiz ile baş başa kaldığımızın farkına varabiliyoruz.Ancak Rahman`a bağlı kalmakla hayatımızı düzene oturtabiliyoruz.
Bu Mübarek ay bütün ışığı ve büyüsü ile bize kendi sesinden milli törelerimizi,manevi zenginliklerimizi duyurmakta,duyurup aç gönüllerimizi en bereketli semavi sofralarla doyurmakta,en karanlık ruhlara karşı dahi hep açık durmakta ve gölgesiyle kinlerimizi, nefretlerimizi eriterek ruhlarımızı uhrevi esintilerle serinletmeye devam etmekte. İsteyen bu mübarek ayda dahi kinle-nefretle oturup kalksın,isteyen iman ve islam gerçeği karşısında bulantılar yaşasın,isteyen ışığa lanetler yağdırsın, isteyen sevgiye,diyoloğa,hoşgörüye savaş ilan etsin. Ve biz bilmeliyiz ki hüsrana uğrayanlar Rahman`a yüz çevirenler olacaktır.
Arzularımız bu dünyada bizleri esir almamalı ve sonuçta Allah`a döneceğimizi unutmamalıyız.Yaratılışımızın gayesini unutmayıp ahiretimizi düşünmeli ve salih amel ile hareket etmeliyiz.Ancak bu şekilde hareketle arzularımız arasında dünyalık bir isteğin kalmayacağını görürüz.Bunların yerine sonsuzluğu, cenneti isteriz ki bundan daha güzel ne olabilir ? Allah mutlak hükmün sahibi ve karşılıksız veren ,kullarının rızıklarına kefil olan O Allah ki Mülk O`nundur.
Ne kadar arzu ederdim, böyle bir inceliğe açık olan Rabbimin karşısında hemen her zaman, vücudumun tıpkı sallanan ağaçlar gibi tir tir titremesini ve iki elimin birden onun kapısının tokmağında bulunmasını.Ne kadar arzu ederdim gezip dolaştığım her yerde ve gördüğüm her yanlış karşısında kendi anlımın karasıyla meşgul olup başkalarının kusurunu görmezlikten gelmeyi.. .Ne kadar arzu ederdim kalbimin her çarpışında nabzımın her vuruşunda kendi eksik ve gediklerimi duymayı çok arzu ederdim. Hayatımın terazisine konacak değerlerin iç murakabalerimden süzülen vicdani hesaplarımın ürünü olmasını çok arzu ederdim.
Kazanç kefesinin her zaman dop dolu bulunmasını ve kazandıklarımın bütünü ile ondan bilinmesini hep dilemişimdir.Rahatı rehaveti bütün bütün unutarak kalbi huzurumu zahmete bağlamayı ve meşakatle serinlemeyi en küçük hata ve yanlış davranışlarımdan ötürü her zaman Eyyüp gibi inlemeyi Davut gibi ağlamayı ömrüm el verdiği sürece insanlığın huzuru ve kurtuluşu için kendimi unutup her zaman onları düşünmeyi sevgide hemen herkeze karşı sımsıcak ve herkezi kucaklayacak bir derinliğe sahip bulunmayı, öfkede kinde nefrette ise unutkan olmayı..
Şimdi gelin en içten duygularla kendimizi insanlığın kurtuluşuna adayarak her zaman mumlar gibi yanıp eriyelim ve kendimize rağmen uzak-yakın çevremizi aydınlatmaya çalışalım.Her yerde Hakkın dili-tercümanı olarak samimi bir adanmışlık ruhuyla gezip hep O`nu soluklayalım ve O`nu anlatalım.Gelin Hakla münasebetlerinizde o kadar saygılı ve ona itimatta o denil içten olalım ki gökteki melekler imrensin bu halimize.. Gelin rahata bir nokta koyarak zahmeti ihtiyar edelim.Hakkı ve hakikati öylesine yürekten haykıralım ki aslanlar paniğe kapılıp inlerine sığınsınlar.Gelin aslanlığımız tuttuğunda insanlar arasındfa korku salma yerine iradelerimizde ki zincirleri kırmaya çalışalım.Ateş olduğumuz zaman da yangın çıkarmak yerine mumların fitilleri ile buluşarak çevremize ışıklar saçalım.Sellere dönüştüğümüzde hayat olup bağlara bahçelere akalım.Unutmayalım ki Allah`dan kopuk ve cismani arzular ile kirlenmiş insan şeklindeki bir bedeni altınla,gümüşle,atlasla bezeseler dahi kıymeti yine çamurdur. O yüzden vaktimizi iyi kullanalım, son nefesimize kadar adam gibi kul olmaya çalışalım.
R.AKTÜRK